Yaşlı bir mülteci, karısının cenazesini ülkesine götürüp defnetmek ister. Küçük torununu da yanına alarak tabutla yola çıkar. Fakat ne otobüs ne de kamyon şoförleri, tabutla gezen bu iki mülteciyi araçlarına almak ister. Yola mecburen yayan devam etmek zorunda kalırlar. Ancak tabut, sürüklenmelere ve yol koşullarına daha fazla dayanamaz, çatlamaya ve kırılmaya başlar. Savaşın halen hüküm sürdüğü topraklara geri dönmek istemeyen küçük kız ile özlemini çektiği ülkesine bir an önce kavuşmak isteyen yaşlı adam… Ve her ikisinin de ortak sevgi bağı olan cenaze… Yolculukları boyunca hayata tutunma çabaları ve bu cenazeyi taşıma gayretleri, aralarındaki buzun zamanla erimesine neden olacak ve birbirlerine daha sıkı bağlanacaklardır.